Info@genosgb.com
+90 212 232 21 07
Gen Osgb > Sıkça Sorulan Sorular

GEN OSGB
SIKÇA SORULAN SORULAR

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Türkiye’de işyerlerinde çalışanların sağlığını ve güvenliğini düzenler. İşverenler, kanun kapsamında çalışanların iş sağlığı ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür.

İşverenin iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ile ilgili yükümlülükleri, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda belirlenmiştir. İşverenin başlıca yükümlülükleri şunlardır:

  1. Risk Değerlendirmesi Yapmak: İşveren, işyerindeki riskleri belirlemek ve değerlendirmekle yükümlüdür. Bu kapsamda, işyerindeki tehlikeleri tanımlayarak çalışanların sağlığını ve güvenliğini koruyacak önlemleri almalıdır.
  2. İş Sağlığı ve Güvenliği Politikası Belirlemek: İşveren, iş sağlığı ve güvenliği politikasını belirleyip uygulamakla sorumludur. Bu politika, işyerinde güvenli bir çalışma ortamı sağlamaya yönelik genel ilkeleri içermelidir.
  3. İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri Düzenlemek: İşveren, çalışanlarına iş sağlığı ve güvenliği konularında gerekli eğitimleri vermekle yükümlüdür. Çalışanların, işyerindeki tehlikeleri ve alınan önlemleri anlamalarını sağlamak önemlidir.
  4. Kişisel Koruyucu Donanım Sağlamak: İşveren, gerekli durumlarda çalışanlara kişisel koruyucu ekipmanları temin etmekle sorumludur. Bu ekipmanlar, işyerindeki risklere karşı çalışanları korumak amacıyla kullanılır.
  5. İş Sağlığı ve Güvenliği Komitesi Oluşturmak: Belirli sayıda çalışana sahip işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği komitesi kurulmalıdır. İşveren, bu komitenin oluşturulmasını ve işleyişini düzenlemekle sorumludur.
  6. Acil Durum Planları Hazırlamak: İşveren, işyerinde olası acil durumlar için planlar yapmalı ve çalışanları bu planlara uygun bir şekilde eğitmelidir. Bu, yangın, deprem gibi acil durumları kapsar.

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) profesyonelleri, işyerlerinde çalışanların sağlığını ve güvenliğini korumak amacıyla görev yapan uzmanlardır. Türkiye’de 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre, İSG profesyonellerinin yetkileri şu şekildedir:

  1. İşyeri Hekimi:
    • İş sağlığı muayenelerini yapma yetkisine sahiptir.
    • İş kazaları ve meslek hastalıkları ile ilgili tanı koyma ve tedavi önlemleri belirleme yetkisine sahiptir.
    • İş sağlığı ve güvenliği konusunda işverene danışmanlık yapma yetkisine sahiptir.
    • Çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği konularında eğitim verme yetkisine sahiptir.
  2. İş Güvenliği Uzmanı:
    • Risk değerlendirmesi yapma ve güvenlik tedbirlerini belirleme yetkisine sahiptir.
    • İşyerindeki tehlikeleri tespit edip önleyici tedbirler önerme yetkisine sahiptir.
    • İş güvenliği eğitimleri düzenleme ve çalışanlara bu konuda rehberlik etme yetkisine sahiptir.
    • İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yasal düzenlemelere uyum sağlama konusunda işverene yardımcı olma yetkisine sahiptir.
  3. Diğer Sağlık Personeli:
    • İş sağlığı ve güvenliği konusunda işverene danışmanlık yapma yetkisine sahiptir.
    • İş sağlığı muayenelerini belirli şartlar altında yapma yetkisine sahiptir.
    • İş kazaları ve meslek hastalıkları konusunda tanı koyma ve tedavi önlemleri belirleme yetkisine sahiptir.
    • İşyerindeki sağlık risklerini değerlendirme ve önleyici tedbirleri önerme yetkisine sahiptir.

İSG profesyonelleri, işverenin iş sağlığı ve güvenliği konularında yükümlülüklerini yerine getirmesine yardımcı olur ve işyerinde güvenli bir çalışma ortamının sağlanması için önemli bir rol oynar. Bu profesyonellerin yetkileri, çalışanların sağlığını koruma ve iş kazalarını önleme amacını taşır.

  • İşverene iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda rehberlik ve danışmanlık yapmak üzere görevlendirilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı, görev aldığı işyerinde göreviyle ilgili mevzuat ve teknik gelişmeleri göz önünde bulundurarak iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eksiklik ve aksaklıkları, tedbir ve tavsiyeleri belirler ve işverene yazılı olarak bildirir.
  • Eksiklik ve aksaklıkların düzeltilmesinden, tedbir ve tavsiyelerin yerine getirilmesinden işveren sorumludur.
  • Bildirilen eksiklik ve aksaklıkların acil durdurmayı gerektirmesi veya yangın, patlama, göçme, kimyasal sızıntı ve benzeri acil ve hayati tehlike arz etmesi, meslek hastalığına sebep olabilecek ortamların bulunmasına rağmen işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması hâlinde, bu durum işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanınca, Bakanlığın yetkili birimine, varsa yetkili sendika temsilcisine, yoksa çalışan temsilcisine bildirilir.
  • İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının hak ve yetkileri, görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle kısıtlanamaz. Bu kişiler, görevlerini mesleğin gerektirdiği etik ilkeler ve mesleki bağımsızlık içerisinde yürütür.

İş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirimi, işverenler ve iş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri tarafından belirli prosedürlere uygun olarak gerçekleştirilir. İşte kısa bir açıklama:

İş Kazası Kayıt ve Bildirimi:

  1. Kaza Anında İlk Müdahale: İş kazası durumunda, öncelikle kazazedeye gerekli ilk yardım ve müdahaleyi sağlamak önemlidir. Acil durum ekipleri tarafından gereken tedbirler alınır.
  2. Kaza Bildirimi: İşveren, iş kazasını derhal Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ve ilgili SGK birimine bildirmelidir. Bu bildirim, kazanın gerçekleştiği tarihten itibaren en geç 3 iş günü içinde yapılmalıdır.
  3. İş Kazası Raporu: İşveren, kaza sonucu oluşan yaralanma veya ölüm durumlarını içeren bir iş kazası raporu düzenlemelidir. Bu rapor, SGK’ya ve iş sağlığı ve güvenliği birimine iletilir.

Meslek Hastalığı Kayıt ve Bildirimi:

  1. Meslek Hastalığı Tanısı: Çalışanın maruz kaldığı iş ortamındaki etkenlerin neden olduğu bir sağlık sorunu belirlenirse, bu durum bir meslek hastalığı olarak kabul edilir.
  2. Hastalık Bildirimi: Meslek hastalığı tanısı konulduğunda, işveren sağlık raporları ve tanı belgeleri ile birlikte meslek hastalığını SGK’ya bildirir.
  3. Meslek Hastalığı Raporu: İşyeri hekimi veya iş sağlığı uzmanı, meslek hastalığına ilişkin bir rapor hazırlar. Bu rapor, meslek hastalığının tanısı, etkilenen organlar ve işle ilgili bilgileri içerir.

http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/emekli/form_ve_dilekceler/formlar; E32 İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formu

İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimlerinin hizmet süreleri, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre belirlenir. Bu kanun kapsamında, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının görev süreleri ve hizmet koşulları şu şekildedir:

  1. İşyeri Hekimleri:
    • İşyeri hekimlerinin çalışma süreleri, işyerinin tehlike sınıfına ve çalışan sayısına göre belirlenir.
    • Tehlike sınıfı 1 olan işyerlerinde 150 ve daha fazla çalışan varsa, bir işyeri hekimi 150 kişiye kadar her 150 kişi için bir işyeri hekimi daha çalıştırılması zorunludur.
    • Tehlike sınıfı 2 olan işyerlerinde 50 ve daha fazla çalışan varsa, bir işyeri hekimi çalıştırılması gereklidir.
    • Tehlike sınıfı 3 olan işyerlerinde ise 20 ve daha fazla çalışan varsa bir işyeri hekimi çalıştırılması zorunludur.
  2. İş Güvenliği Uzmanları:
    • İş güvenliği uzmanlarının çalışma süreleri, işyerinin tehlike sınıfına ve çalışan sayısına bağlı olarak belirlenir.
    • Tehlike sınıfı 1 olan işyerlerinde 50 ve daha fazla çalışan varsa, bir iş güvenliği uzmanı çalıştırılması gereklidir.
    • Tehlike sınıfı 2 olan işyerlerinde 50 ve daha fazla çalışan varsa, bir iş güvenliği uzmanı çalıştırılması zorunludur.
    • Tehlike sınıfı 3 olan işyerlerinde ise 20 ve daha fazla çalışan varsa bir iş güvenliği uzmanı çalıştırılması zorunludur.

İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri, işveren tarafından işe alınarak göreve başlatılır. Ayrıca, işverenin bu profesyonellerin görev sürelerini kanuni sınırlar içinde tutması ve gerekli sayıda uzmanı istihdam etmesi mevzuat gerekliliklerindendir.

İşverenin onaylı defterle ilgili yükümlülüğü, Türkiye’de 4857 sayılı İş Kanunu’nun 75. maddesi gereğince belirlenmiştir. İşveren, işyerinde çalışanlarına ait iş kayıtlarını tutmak ve bunları işçinin görebileceği bir yerde muhafaza etmekle yükümlüdür. Bu kayıtlar, işverenin iş sağlığı, iş güvenliği, işçi hakları ve iş ilişkileri konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmesine yardımcı olur. İşte işverenin onaylı defterle ilgili yükümlülükleri:

  1. İşçi Sicil Defteri Tutma:
    • İşveren, işyerinde çalışan her işçi için ayrı bir işçi sicil defteri tutmak zorundadır.
    • İşçi sicil defterinde, işe başlama tarihi, iş sözleşmesinin niteliği, ücret ve diğer sosyal haklara ilişkin bilgiler bulunmalıdır.
    • İşçi sicil defteri işçinin görebileceği bir yerde bulundurulmalıdır.
  2. Onaylı Defter Kullanma:
    • İşçi sicil defteri, işveren tarafından onaylanmış defter veya belgelerle tutulmalıdır. Bu, resmi makamlarca onaylanan standart defterlerin kullanılması anlamına gelir.
  3. Onaylı Defterin Yetkililere İbrazı:
    • İşveren, işçi sicil defterini yetkili mercilere (örneğin İş Müfettişliği) ibraz etmekle yükümlüdür.
    • İşveren, işçi sicil defterini gerektiğinde iş mahkemeleri, SGK ve diğer resmi kurumlar gibi ilgili mercilere sunmalıdır.

İşverenin işçi sicil defterini tutma yükümlülüğü, işçi haklarının korunması ve iş ilişkilerinin düzenli bir şekilde belgelenmesi amacıyla önemlidir. Bu defter, işçi ile işveren arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde ve iş sağlığı ve güvenliği denetimlerinde kullanılabilecek bir belge niteliği taşır.

İşyeri tehlike sınıfının belirlenmesi, Türkiye’de 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na dayanmaktadır. İşyeri tehlike sınıfı, işyerinde bulunan tehlikelerin türüne ve şiddetine göre belirlenir. Tehlike sınıfları, işyerindeki tehlikelerin büyüklüğünü ve karmaşıklığını yansıtarak iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin etkin bir şekilde alınabilmesini sağlar. İşyeri tehlike sınıfının belirlenmesi için şu adımlar takip edilir:

  1. Tehlike Değerlendirmesi Yapma:
    • İşveren, işyerindeki tehlikeleri belirlemek amacıyla bir tehlike değerlendirmesi yapmalıdır.
    • Tehlike değerlendirmesi, işyerinde bulunan fiziksel, kimyasal, biyolojik, ergonomik ve psikososyal tehlikeleri içermelidir.
  2. Tehlike Türlerine Göre Sınıflandırma:
    • Belirlenen tehlikeler, tehlike türlerine göre sınıflandırılır. Örneğin, kimyasal tehlikeler, iş ekipmanlarından kaynaklanan tehlikeler, ergonomik tehlikeler gibi.
    • Her bir tehlike türü, belirli bir puanlama sistemi veya ölçütlerle değerlendirilir.
  3. Puanlama ve Sınıflandırma:
    • Tehlike türlerine göre yapılan değerlendirmeler sonucunda elde edilen puanlar kullanılarak işyeri tehlike sınıfı belirlenir.
    • Puanlama, işyerindeki tehlikelerin şiddetini ve yaygınlığını yansıtarak işyerini bir tehlike sınıfına yerleştirir.
  4. Tehlike Sınıfına Göre İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi İstihdamı:
    • Tehlike sınıfı belirlendikten sonra, işverenin bu sınıfa uygun olarak iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi istihdam etmesi gerekmektedir. Tehlike sınıfı yüksek olan işyerlerinde daha fazla uzman istihdamı gerekebilir.

İşyeri tehlike sınıfının belirlenmesi, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin etkili bir şekilde alınmasına katkıda bulunarak çalışanların sağlığını koruma amacını taşır. Bu süreç, işverenin yasal yükümlülüklerini yerine getirmesine ve işyerinde güvenli bir çalışma ortamının sağlanmasına olanak tanır.

İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliğinde kullanılan kodlar ve tanımlar NACE Rev.2 Ekonomik Faaliyet Sınıflaması olarak bilinen uluslararası bir sınıflamaya aittir. Sınıflama ile ilgili konular Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) yetkisindedir. Bu sebeple Tebliğde faaliyetlerine karşılık gelen “altılı faaliyet kodunu/NACE kodunu” belirlemek isteyen işyerleri TÜİK’e başvurmalıdır.

31/12/2012 tarihi itibariyle çalışan sayısı ve tehlike sınıfı farkı gözetmeksizin kamu da dâhil tüm işyerlerinde risk değerlendirmesi yapılacaktır.

Risk değerlendirmesi, işyerlerindeki tehlikelerin ve bu tehlikelerin potansiyel risklerin belirlenmesi ve kontrol altına alınması amacıyla yapılan bir süreçtir. Risk değerlendirmesi yapılırken farklı yöntemler kullanılabilir ve seçilen yöntem, işyerinin özelliklerine ve tehlike türlerine bağlı olarak değişebilir. İşte yaygın olarak kullanılan bazı risk değerlendirmesi yöntemleri:

  1. Geleneksel (Klasik) Yöntem:
    • Tehlikelerin ve risklerin gözlemlenerek, deneyim ve uzman görüşlerine dayalı olarak belirlendiği bir yöntemdir.
    • İşyerinde bulunan tehlikelerin tanımlanması ve değerlendirilmesi için uzmanlar tarafından kullanılabilir.
  2. Matris (Risk Matrisi) Yöntemi:
    • Tehlike ve riskleri belirleme ve değerlendirme sürecini sistematik bir şekilde yapmak için kullanılır.
    • Tehlike düzeyleri ile olasılık ve etki düzeyleri arasındaki ilişkiyi gösteren bir matris kullanılarak risk değerlendirmesi yapılır.
  3. HİDRA (Hızlı Tehlike Değerlendirme) Yöntemi:
    • Tehlikelerin hızlı bir şekilde belirlenmesini ve değerlendirilmesini sağlar.
    • Önceden belirlenmiş bir kontrol listesi kullanılarak, işyerindeki potansiyel tehlikelerin tespiti ve değerlendirmesi yapılır.
  4. ALARP (As Low As Reasonably Practicable) Yöntemi:
    • Riskin kabul edilebilir bir seviyeye indirilmesi gerektiğini vurgular.
    • Riskin düşürülmesi için alınan tedbirlerin maliyetini ve uygulanabilirliğini değerlendirir.
  5. FMEA (Hata Türü ve Etki Analizi) Yöntemi:
    • Özellikle üretim ve tasarım süreçlerinde kullanılan bir yöntemdir.
    • Tehlikeleri, bu tehlikelerin olası nedenlerini, etkilerini ve meydana gelme olasılıklarını analiz eder.

Hangi yöntemin kullanılacağı, işyerinin büyüklüğü, karmaşıklığı, faaliyet alanı ve diğer özelliklerine bağlı olarak değişebilir. Uzmanlarımız, bilgilerine dayanarak doğru yöntemleri seçerek ve uygulayarak işyerindeki tehlikeleri ve riskleri etkili bir şekilde değerlendirebilirler.

Türkiye’de yüksekte çalışma eğitimi vermek için belirli sertifikalara sahip olma zorunluluğu bulunmaktadır. Yüksekte çalışma eğitimi, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun olarak verilmelidir. Bu kapsamda, Türkiye’deki yasal düzenlemeler ışığında, yüksekte çalışma eğitimi verebilmek için iş sağlığı ve güvenliği alanında uzmanlık belgelerine sahip olmak gerekmektedir.

Yüksekte çalışma eğitimi verme yetkisine sahip olabilmek için aşağıdaki belgelerden birine veya birkaçına sahip olmak önemlidir:

  1. İSGÜM Belgesi (İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Belgesi):
    • Yüksekte çalışma eğitimi verme yetkisi için İSGÜM (İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü) tarafından verilen İSGÜM belgesine sahip olmak önemlidir.
  2. İş Güvenliği Uzmanı veya İşyeri Hekimi Olma Şartı:
    • Yüksekte çalışma eğitimi vermek için İş Güvenliği Uzmanı veya İşyeri Hekimi belgesine sahip olmak gerekebilir.
  3. Eğitici Belgesi:
    • Eğitim verme yetkisine sahip olabilmek için genellikle pedagojik eğitim almış ve bu alanda belgelere sahip olmuş olmak önemlidir.

İş sağlığı ve güvenliği mevzuatı zaman içinde değişebilir, bu nedenle güncel bilgilere ulaşmak için İSGÜM ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın resmi web sitelerini takip etmek önemlidir. İlgili belgelere sahip olmayan kişilerin yüksekte çalışma eğitimi vermesi yasalara aykırı olabilir ve ciddi sonuçlar doğurabilir.

Geçici görevlendirme ile başka bir işyerine gönderilen çalışanların iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri, Türkiye’de 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında düzenlenmiştir. Bu hizmetler, hem işveren hem de geçici olarak çalışan personel için önemli sorumluluklar içermektedir. İşte bu konuda dikkate alınması gereken bazı önemli noktalar:

  1. Geçici İş İlişkisi ve Sorumluluklar:
    • Geçici iş ilişkisinde, asıl işveren (geçici işçinin kaynaklandığı işyeri) ve işyerine geçici olarak gönderilen çalışanı sağlayan işveren (geçici işçiyi kullanan işyeri) arasında sorumluluk paylaşımı bulunmaktadır.
  2. İş Sağlığı ve Güvenliği Sorumlulukları:
    • İş sağlığı ve güvenliği konularında, asıl işveren ve işyerine geçici olarak gönderilen çalışanı sağlayan işveren birlikte sorumludur.
    • İşverenler, kendi çalışanlarının ve geçici olarak gönderilen çalışanların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yükümlülükleri yerine getirmekle sorumludur.
  3. İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri:
    • Geçici görevlendirilen çalışanlar, işyerine uygun eğitimlerden geçirilmelidir.
    • Hem asıl işveren hem de geçici işçiyi sağlayan işveren, çalışanlarına iş sağlığı ve güvenliği konularında gerekli eğitimleri sağlamakla yükümlüdür.
  4. İş Sağlığı ve Güvenliği İşbirliği:
    • İşverenler, iş sağlığı ve güvenliği konularında birbirleriyle işbirliği yapmalı ve bilgi paylaşımında bulunmalıdır.
    • İşverenler, birbirlerine işyerindeki tehlikeler ve alınan önlemler konusunda bilgi vermelidir.
  5. İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı Hizmetleri:
    • İşyerine geçici olarak gönderilen çalışanlar da, asıl işverenin bulunduğu işyerindeki iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinden yararlanmalıdır.
    • İşyerine geçici olarak gönderilen çalışan sayısı ve tehlike sınıfına bağlı olarak, geçici işçiyi sağlayan işveren işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı istihdam etme yükümlülüğüne tabi olabilir.

İş sağlığı ve güvenliği konularında yapılan geçici görevlendirmelerde, asıl işveren ve geçici işçiyi sağlayan işverenin işbirliği ve yükümlülüklerini yerine getirmesi önemlidir. Bu şekilde, geçici görevlendirilen çalışanlar için de güvenli bir çalışma ortamı sağlanmış olacaktır.

Asıl işveren ve alt işveren ilişkisi bulunan işyerlerinde risk değerlendirmesi, tüm işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlamak adına önemlidir. Bu tür işyerlerinde risk değerlendirmesi yapılırken, asıl işveren ve alt işverenler birlikte sorumluluk taşırlar. İşte bu sürecin nasıl yürütülebileceği hakkında genel bir rehber:

  1. İşyerinin Tanımlanması:
    • İlk adım, işyerinin genel yapısının ve faaliyetlerinin anlaşılmasıdır. Hangi işlemlerin yapıldığı, hangi tehlikelerin bulunduğu ve hangi bölgelerin etkilendiği belirlenmelidir.
  2. İlgili Tehlikelerin Belirlenmesi:
    • Asıl işveren ve alt işveren, işyerindeki tehlikeleri belirlemek için birlikte çalışmalıdır. Bu, işyerinde gerçekleştirilen işleri anlamak ve potansiyel tehlikeleri tanımlamak anlamına gelir.
  3. Risk Değerlendirmesi:
    • Tehlikeler belirlendikten sonra, bu tehlikelerin potansiyel riskleri değerlendirilmelidir. Bu, her bir tehlikenin olasılığını ve etkisini belirleme sürecini içerir.
    • İlgili taraflar, risk matrisi veya benzeri araçlar kullanarak tehlikeleri önceliklendirmelidir.
  4. Kontrol Tedbirleri Belirleme:
    • Tehlikelerin önceliklendirilmesi sonrasında, riski azaltmak veya ortadan kaldırmak için alınacak kontrol tedbirleri belirlenmelidir.
    • Asıl işveren ve alt işverenler birlikte bu kontrol tedbirlerini planlamalı ve uygulamalıdır.
  5. İşbirliği ve İletişim:
    • Asıl işveren ve alt işveren arasında etkili bir iletişim ve işbirliği sağlanmalıdır. İşyerindeki değişiklikler veya yeni tehlikeler ortaya çıktığında, bu bilgiler hızlı bir şekilde paylaşılmalıdır.
  6. Belgelendirme ve İlgili Taraflara Bilgi Vermek:
    • Yapılan risk değerlendirmesi belgelenmeli ve ilgili taraflara (örneğin İSGÜM, iş müfettişleri) gerektiğinde sunulabilecek şekilde saklanmalıdır.

Bu adımlar, asıl işveren ve alt işveren arasında etkili bir iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi oluşturulmasına yardımcı olacaktır. İlgili mevzuata uygun olarak yapılan bir risk değerlendirmesi, çalışanların sağlığını ve güvenliğini korumak adına önemli bir adımdır.

Evet, Türkiye’de İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik kapsamında yangın eğitimi, iş güvenliği uzmanları tarafından verilebilir. İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik, işverenleri acil durumlarla başa çıkma konusunda çeşitli yükümlülüklerle sorumlu tutar ve bu kapsamda çalışanlara yönelik eğitim gerekliliklerini belirler.

Bu eğitimler arasında yangın eğitimi de bulunmaktadır. İş güvenliği uzmanları, yangın eğitimini planlama, uygulama ve değerlendirme konularında yetkin oldukları için, işyerlerinde bu eğitimi verebilirler. Yangın eğitimi genellikle şu konuları içerebilir:

  1. Yangın Nedir? Yangın Türleri ve Oluşma Nedenleri
  2. Yangın Güvenliği İlkeleri ve Önlemler
  3. Yangın Anında Yapılması Gerekenler ve Kaçış Yolları
  4. Yangın Söndürme Cihazlarının Kullanımı
  5. İlk Yardım ve Yangın Tahliye Prosedürleri

İş güvenliği uzmanları, işyerlerinde acil durumlarla ilgili eğitimlerin planlanması, uygulanması ve sonuçlarının değerlendirilmesi konusunda işverenlere destek sağlarlar. Bu çerçevede, yangın eğitimi de iş güvenliği uzmanları tarafından verilebilir. Ancak, uzmanın yangın eğitimi verebilmesi için alandaki mevzuata uygun olarak yetkilendirilmiş olması önemlidir.

  • İki ile elli arasında çalışanı bulunan işyerlerinde bir,
  • Ellibir ile yüz arasında çalışanı bulunan işyerlerinde iki,
  • Yüzbir ile beşyüz arasında çalışanı bulunan işyerlerinde üç,
  • Beşyüzbir ile bin arasında çalışanı bulunan işyerlerinde dört,
  • Binbir ile ikibin arasında çalışanı bulunan işyerlerinde beş,
  • İkibinbir ve üzeri çalışanı bulunan işyerlerinde altı çalışan temsilcisi bulunmalıdır.

İşyeri hekimi tarafından yazılan reçetelerin ödenmesi için gerekli hususlar, Türkiye’de geçerli olan mevzuata göre belirlenmektedir. Türkiye’de sağlık hizmeti sunan sağlık kuruluşları, e-reçete sistemini kullanarak hekimler tarafından yazılan reçeteleri elektronik ortamda düzenleyip paylaşmaktadır. İşyeri hekimleri de bu sistem dahilinde reçete düzenleyebilirler. İşte e-reçete ödeme sürecinde dikkate alınması gereken bazı hususlar:

  1. E-Reçete Sistemi Kullanımı:
    • İşyeri hekimleri, e-reçete sistemini kullanarak reçete düzenlemelidir. Bu, reçetenin elektronik ortamda oluşturulup paylaşılması anlamına gelir.
  2. SGK ve Sağlık Hizmet Sunucuları ile Entegrasyon:
    • E-Reçete sistemine entegre olan sağlık hizmet sunucuları, işyeri hekimleri tarafından yazılan reçeteleri bu sistem üzerinden alır ve SGK’ya bildirir.
    • Sağlık hizmet sunucularının SGK ile entegrasyonu, reçetenin ödeme sürecinin düzgün işlemesini sağlar.
  3. Reçetenin Doğruluğu ve İlgili Bilgiler:
    • Reçetelerde hastanın kimlik bilgileri, teşhis, tedavi planı ve kullanılacak ilaçların dozu gibi bilgilerin doğru ve eksiksiz olması önemlidir.
  4. İlaç Fiyat Listesi ve Formülasyon:
    • İşyeri hekimleri, yazdıkları ilaçları fiyat listelerine uygun şekilde seçmelidir. Ayrıca, e-reçetede kullanılan formülasyonlar da doğru olmalıdır.
  5. Hasta Bilgilerinin Korunması:
    • E-Reçete sistemi, hastaların kişisel bilgilerini koruma amacıyla güvenli bir ortam sağlar. İşyeri hekimleri, hastaların gizliliğine özen göstermelidir.
  6. Tıbbi Kodlama ve Sınıflandırma:
    • Reçetelerde kullanılan tıbbi kodlar ve sınıflandırmalar, sağlık hizmet sunucuları tarafından kolayca anlaşılıp işlenebilir olmalıdır.
  7. Reçete Ücretinin Tahsili:
    • E-Reçete sistemi üzerinden düzenlenen reçetelerin ücret tahsilatı, sağlık hizmet sunucuları tarafından gerçekleştirilir. Hastalar, ilaç ücretini özel veya kamu eczanelerinden temin edebilirler.

İşyeri hekimleri, e-reçete sistemi üzerinden yazılan reçetelerin ödeme sürecinde yukarıda belirtilen hususlara dikkat etmelidirler. Bu, sağlık hizmetinin düzgün bir şekilde işlenmesini ve hastaların haklarının korunmasını sağlar.

Kişisel koruyucu donanım, mevzuattaki tanımıyla; kişiyi bir veya birden fazla sağlık ve güvenlik tehlikesine karşı korumak amacıyla tasarlanmış ve üretilmiş kişilerce takılan, tutulan ve giyilen her türlü donanımı ifade eder. İşyerlerinde çalışanlarca kullanılan baret, koruyucu gözlük, toz maskesi gibi ürünler kişisel koruyucu donanımlara örnek verilebilir.

Ortam ölçüm sonuçları referans sınır değerler ile karşılaştırma yapılmaz. Ortam ölçümü sonuçları risk değerlendirmesi çalışmalarında kullanılabilir, çalışanın maruziyetinin tespiti için ortam ölçümü yerine kişisel maruziyet ölçümleri yapılması gereklidir.

CE işareti yeni yaklaşım mevzuatı gereği ürünün ilgili yönetmelikte belirtilen temel sağlık ve güvenlik gereklerini karşıladığını gösteren işarettir. Zorunludur ve ürünün serbest dolaşımı için pasaportudur.